"Enter"a basıp içeriğe geçin

Gencecik Çocukları Nasıl Saldırgan Yetiştiriyoruz? (10.9.2025)

İzmir Balçova Karakolunu basan genç çocuk pompalı tüfekle 2 polisimizi öldürdü. Hepimiz şok yaşadık.

Yapay zekaya akıl danışıyoruz. Bir de böyle genç katil çocuklar nasıl yetiştirdik diye soralım. Değişen her eğitim programıyla biraz daha kötüleşti eğitim, gördük.

Bu çocukları bizim eğitim sistemimiz yetiştiriyor. Dava açtığım kitapları biliyorsunuz.

Lise çağında çete kuran ve suça bulaşan çocuk sayısı o kadar fazla ki, kendini öldürenleri de buna ekleyelim. Hani kendini balkondan aşağı atan çocuklar vardı, Mavi Balina oynuyorlardı, Matematik kitabının kapağında mavi balina vardı, kitabın içinde “mavi balinayı annem kadar seviyorum” okuma metinleri vardı.

2016 yılında o kitaba dava açmış, kitabı kaldırtmıştım. Bu ders kitapları çocukları canavar ruhlu yetiştiriyor diye yazılar yazdım, o yazılarımdan MEB bana dava açtı. Talim Terbiye’nin başında olan kişi o Matematik kitabının yayıncısıydı. Kendisine hakaret ettiğimi iddia etti ve ben beraat ettim. Ancak çocuklarımıza kötülük yapan ders kitapları basılmaya devam etti, ediyor.

Bu sene 5.sınıf Türkçe kitabına çocukları çete kurmaya özendiren metine bir bakar mısınız? İzmir’de ölüm saçan genç çocuk bir çete mensubu gibi kullanıyordu tüfeği ve sokak çetesi gibi yürüyordu. Başka benzer cinayetlerde de çocuklar cinayeti keyifle anlatıyor. Suçlu gibi davranış göstermiyorlar, algı bozuğu halleri var. Beyinlerine ne ektik?

Hem çocuk filmlerinde hem ders kitaplarında sokak çetesi kurmaya özendiriliyor çocuklar. TRT Çocuk programlarıyla beraber çalışılıyor. Okulda Rafadan Tayfa filmini izleyerek ders yapılıyor. Soru kitaplarında kızlı erkekli çete kuranlarla soru hazırlanıyor.

Böyle şey olur mu demeyin, MEB’da son 20 yıldan beri eğitimbilime aykırı konu hazırlama teknikleri uydurdular. Film izleyerek ders yapmak dahil. Hele İngilizce kitaplarına her yıl sezonun en vahşi filmini 5.sınıf Movie ünitesine soktular. (Bu sene program yenilendi  movie ünitesi nereye kaydı tespit edemedim.) Film piyasası kimin elindeyse çocukları onlar eğitiyor, biz değil.

Yeni dağıtılan MEB Türkçe 5.sınıf kitabında geçen yıl çok eleştirdiğim Rafadan Tayfa sokak çetesi tekrar veriliyor. Lütfen siz de merak edin, linkini veriyorum. Geçen yıl bu kitabı ele almıştım, şimdi artan genç çocuk katiller nedeniyle yeniden incelemeye aldım ve yeni kavramsal silahlar eklendiğini gördüm.   

https://www.turkcedersi.net/dosyalar/2025/2026-5-sinif-turkce-1-kitap.pdf

https://www.turkcedersi.net/dosyalar/2025/2026-5-sinif-turkce-2-kitap.pdf

Bu baskıda değiştirilen ders işleme teknikleri dikkatimi çekti.  Paragrafın içinde renkli satırlar var ve her bir rengin anlamı varmış. Kavramlar allak bullak. Bu nasıl metin inceleme tekniğidir böyle? Buna sonra döneceğim.

Milli Eğitimde çocuk bireydir diye diye bireysel çetecilik eğitimi veriyoruz. Bakın, TRT Çocuk dizisi 5.sınıf Türkçe izleme parçası, yapıldı. Olamaz! Çocuk çetesi Rafadan Tayfa…

Ve, bu hafta reklamını ekrandan duyduğumuz “TRT dizisi “Cennetin Çocukları”nın tanıtımında diyor ki, “Çocuklar siz aslında öldünüz, cennettesiniz!” diyor. Okullar açıldıktan bir hafta sonra yayına girecek. Konu, ölüm üzerine odaklanıyor. Yaşama sarılmak hedefi yok eğitimin. Nereye gidiyoruz?

Böyle bir eğitimden çete de çıkar, ölümü gülerek karşılayan çocuklar da, katiller de.

Türk ailesine göre eğitim hiç vermiyoruz. Amerikan film piyasasına müşteri yetiştiriyoruz. Hiç geometri çizimi yok, hiç dilbilgisi yok, harita çizimi yok, Türk Bayrağı çizimi yok… Dört işlem bilmeden de sınıf geçiriyoruz ve çocuk hiç bir şeyi ciddiye almıyor, hayatı bir oyun olarak görmeye başlıyor, sinemada öğrendiğini yapıyor artık.

Biz bu çocukların da, iki polisimizin de katiliyiz. Çocuklarını kaybetmiş bir Türkiye kimin planladığı eğitimi uygulamaktadır, biliyoruz; ABD SPAN Eğitim şirketi. BOP eğitim ayağı devam ediyor. Unuttuk; çocuklar bize Allah’ın emanetidir. Hepimiz günahkârız.

5.Sınıf Türkçe-1 kitabında, ilk ünitede boyunca havanda su döverek 11 yaşındaki çocuğun beynini nasıl bulandırıyoruz, bakınız. Konu başlıklarından okuyalım:

“Oyun Durdu! (Dinleme)” (Üç boyutlu gözlükle oyun izleme!)

“Topsuz Basketbol Oyunu” (s.26 Hayalen basket oynama! Satürn’de hastane!)

“Bir İp Bul, Oyuna Başla!” (Yirmi çeşit ipli oyun tarifi!)

“Öğretmenin Sevinci” (Emekli öğretmen uçurtma yapmayı seviyor!)

“Oyuncakların Oyuncağı Olmak” (Oyuncakçıya şiir!)

“Üretim Zamanı” (Mangala taş oyunu!)

Bir sonraki ünitede Atatürk var. Hatalı resimlendirilmiş “Atatürk ve Sığırtmaç Mustafa” başlıklı öyküde onca yanlış bir arada. Görsellerle oynadıkları gibi anlam bozukluğuna sebebiyet verecek kadar metinle oynamışlar. Aşağıda, metinden alıntı yaptım ve itirazlarımı paranteze aldım:

“Bu arada Gazi Mustafa Kemal Yalova’daydı. Çalışmalarını bitirdikten sonra Gazi, yöreyi daha iyi tanımak için kurmaylarıyla (Hayır! M.M.)  birlikte gezintiye çıkmıştı. Hava kararmaya başlayınca da çiftliğe dönmek üzere yola koyuldular. Fakat hiçbir yol onları çiftliğe götürmüyordu. (Hayır.M.M.) Açık söylemek gerekirse kaybolmuşlardı. (Hayır! M.M.) Gazi ve yanındakiler bir süre sesli düşündükten sonra, farklı bir yolu denemeye karar verdiler ve atlarını oraya sürdüler… (Hayır! M.M.)”

Metindeki resimleri merak etmenizi ve linke girip görmenizi rica ediyorum.

Gerçek fotoğraf kenarlarından tırtıklanmış halde, tasviri çizimde ise Atatürk arkadan ve çok uzaktan seçilemez halde, siyah suluboyayla, minicik, yani Atatürk’ü bir nokta kadar küçültrek resmetmişler.  

 Ders işleme teknikleri değişmiş. Metinden alıntı yapılarak 1.Kitapta s. 56 ve s.57 den iki örnek:

“Bağımsız Betimleme Paragrafı Örneği”: (Linke girince renkli satırlara dikkat! M.M.)

“Rafadan Tayfa” çizgi filminin önemli karakterlerinden biridir Basri amca. Yetmişli yaşlarda, zayıf ve orta boylu, beli de hafif büküktür. Saçlarının çoğu dökülmüştür, kafasının üst kısmında kırlaşmış az bir saçı kalmıştır. İri, kahverengi gözleri; yuvarlak bir burnu ve çenesine kadar inen kırlaşmış favorileri dikkat çeker. Kaşları genelde çatıktır. Alnında birkaç kırışıklık vardır. Çoğunlukla takım elbise giyer ve elinde hep bir baston taşısa da göründüğünden daha çeviktir. Mahalleli tarafından sevilen ve saygı duyulan Basri amca, sinirli biri gibi görünse de çocukları çok sever, onlara karşı cömert ve merhametlidir. Ayrıca ilerleyen yaşının verdiği olgunluk, sahip olduğu deneyim ve bilgi birikimi de dikkatlerden kaçmaz. Tüm bu özellikleriyle Basri amca, “Rafadan Tayfa”nın özgün karakterlerinden biridir.

“ Metin İçi Betimleme Paragrafı Örneği” (Linke girince renkli satırlara dikkat! M.M.)

“Rafadan Tayfa”nın huysuz ihtiyarı olarak bilinen Basri amca; yetmişli yaşlarda, orta boylu ve zayıf bir adam… Kafasının üstündeki kırlaşmış saçları ve eski Türk filmlerindeki oyuncuları andıran uzun favorileri, bir anda yaşını ele veriyor. Alnındaki iki çizginin altında duran çatık kaşları ise onun hep sinirli biriymiş gibi algılanmasına sebep oluyor. Basri amcanın bu algının aksine komşularını, özellikle de çocukları çok sevdiği, onlara karşı cömert ve merhametli olduğu hemen anlaşılabiliyor. Üstelik mahalleli de onu seviyor; bilgili, görmüş geçirmiş biri olduğu için ona saygı duyuyor.”

Kitapta, renklerle ilgili sorudan renklerin mesajını öğreniyoruz:

“Paragraflardaki yeşil rengin fiziksel, kırmızı rengin kişilik özelliklerini anlattığını; mavi rengin ise giriş ve sonuç cümleleri olduğunu belirleyebildik mi?”

Değerli okurlarım, şimdi iki metin inceleme paragrafına dikkatle bakın, ikisi de aynı insandır, ancak iki farklı insan tasviri yapılıyor. Oysa Türkçe 2.kitaptaki ana metinde bu dede çocuklara bayramlık hediye dağıtmıştır ve o gün bir dini bayram günüdür. Anlatımda çelişki var. “Huysuz yaşlı adam…” Bu mu verdiğimiz eğitim?

Ayrıca, öğrenci henüz 2.kitaptan ana metni okumamıştır, çocuğa ön fikir olarak bu iki farklı tasvir okutuluyor. Bu nasıl beyin bulandırma tekniğidir böyle?

Ayrıca, aynı anlatım biçimi için iki ayrı tanım kullanılmış; “Bağımsız Betimleme” ve “Metin İçi Betimleme”. Böyle ikircikli kavram eğitimi olmaz. İnsanın beyni bulanır.

Gelelim Türkçe 2.Kitaptan alıntıladığım bölümlere…

TRT Çocuk televizyonu Rafadan Tayfa dizisinden “Bugün Bayram”  bölümü Türkçe izleme dersi oluyor. Film izleme dersi olmaz. “İzlerken anlamadığın kelimeleri yazın” komutu olmaz.   Sonra, s.27’deki çizgi resimlere “varlık” denilmez; çizgi filmden bir kare görseldeki varlıkları soruyor!

Hemen altında (s.28) Metin İşleme bölümünde “istasyon tekniği” diye uydurulmuş bir teknikle ders işlemektir? Diyor ki:

“Dinî bayramlarımızla ilgili aşağıdaki etkinliği yönergeler doğrultusunda istasyon tekniğini kullanarak yapınız.”

“Bilgi İstasyonu”nda dinî bayramlarla ilgili bildiklerinizi yazınız. • “Şiir İstasyonu”nda kâğıda bir dörtlük de siz ekleyiniz. • “Hikâye İstasyonu”nda bir önceki arkadaşınızın bıraktığı yerden hikâyeyi devam ettiriniz. • “Slogan İstasyonu”nda dinî bayramlarımızla ilgili çarpıcı, kısa sloganlar yazınız. • “Resim İstasyonu”nda yapılan resme siz de eklemeler yapınız.”

Türkçe dersinde “istasyon” kelimesi bu kadar yanlış kullanılmamalı.

Kavram karmaşası yaşatıyoruz çocuklarımızı, akıl sağlıkları bozuluyor. Sonra da  internetten çete kurup tuzaklara çekilebiliyorlar.

Tam bu yazıma noktayı koymak üzereydim ki Nepal’den parlamentoyu ateşe veren bir gençlik hareketi ve ülkede hükümetin istifa haberi izledim. Dünya bilinmeze sürükleniyor. Teknoloji medeniyet değildir, teknolojiyi elinde tutan büyük çete yönlendiriyor çocuklarımızı ve bir eğlence sunar gibi düşürüyorlar tuzaklarına.

Okulda verdiğimiz eğitim değil; milli ve manevi değerleri yok etme, kavramları bozma, anlam karmaşası, şiddete meylettirme, vb… Bu zihin bulandırma silahlarını çocuklara MEB eliyle sıkıyoruz, sonra da o çocuklar bizden aldıklarını bize çeviriyor. İşte, bir genç çocuğun İzmir Balçova Karakoluna saldırdığı gibi, polisimize pompalı tüfekle saldırıyorlar.

Hepimiz bu genç çocukların eğitiminden sorumluyuz. MEB de, TRT de, Kültür Bakanlığı da, TÜBİTAK Eğitim Dairesi de, sinema piyasasını ders kitaplarına sokan yazarlar da,  eğitimi Amerikan film piyasasına teslim eden hükümetimiz de.

Genç çocuklarımızı verdiğimiz kötü eğitimle biz saldırganlaştırıyoruz.

Mahiye Morgül /10.9.2025 /Rize

Bu yazı yorumlara kapalı.