Bugüne kadar gördüğüm en korkunç ders kitabı şu an önümdeki MEB-2017 Baskı 1.Sınıf Matematik kitabı. Kitabın 184. sayfasında koskocaman bir fare resmi var. Güya farenin uzunluğunu kareleri sayarak ölçtürecek, çocuk ister istemez fareye dokunarak kareleri sayacak… Ben ürperdim, çocuklar ne yapar?
Hemen altına getirilmiş olan masayla, fare ile masanın boyu eşleştirilmiş, bu teknikle çocuk algı yanıltıcı tuzağa çekilmiştir. Çocuk, fareyi masa büyüklüğünde görür ve böylece farenin yarattığı korku da büyür.
Merak edip bu resmi kitaba kim koymuş diye kimlik sayfasına baktım, Görsel Tasarım bilgisi yok, bir kere daha ürperdim, çünkü negatif yüklü bir objenin kaynağı bilinmiyorsa korku derecesi artar! Bakanlığın temin ettiği bir firma tarafından yapılmış, ismi saklı.
Farenin uzunluğu ne zaman matematiğin konusu olmuş, bilmiyordum.
Tuhaflık kitabın her şeyinde…
Kapak resminde okyanusun dibinde rakamlar, dev bir balık onların üzerinde sırıtıyor.
Önceki yıl dava ettiğim birinci sınıf Türkçe kitabında da harfler suyun dibindeydi. Ancak her ikisini birlikte düşündüğümüzde, imajı şudur; Türkçe de Matematik de suya gömüldü!
Geçen yıl doğal sayılar kavanozun içindeki balıkları saydırarak öğretiliyordu, buna aynen devam ediliyor. Çocuklar artık mekânları iyice birbirine karıştırır oldu.
114.sayfada, değişik çizgi film (sanal) karakterleri toplama işlemi için kullandırıyor; elma ile armut toplatmak gibi, üstelik de gerçek dışı.
Bunlar Matematiğin doğa bilimleriyle bağını keser, akıl dışıdır, pedagojik yanlıştır.
Bu kitapta asla matematiğin konusu olmayan o kadar çok şey var ki, bunlarla çocuğun matematiksel düşünme becerisi kazanması asla mümkün değildir.
Kitapta çocuğu akıl dışı durumlarda matematik yapmaya zorlayan görselleri şöyle sıralayabilirim:
Su altında hareket halinde balıklar, ele alınamayan, dokunulamayan varlıklar, ağaçta gizlenmiş görünmeyen kuşlar, uçan kuşlar, kar taneleri, yağmur damlaları, çıkılacak iskele basamakları, papatyanın yaprakları, tırtılın boğumları, deredeki kurbağalar, aynadaki elin parmakları, karıncalar, arılar, örümcekler, yılanın üzerindeki benekler, dağınık kalemler, onarlı çiviler, suyun altında hava baloncukları, iki tam sayfaya yayılmış dağınık nesneler, yüzümüzdeki organları yanlış sayılarla eşleştirmek, karışık duran (ritmik dizilişte olmayan) sayısız nesneyi saydırmak, gibi, deliye pösteki saydıran saçmalıklar…
Kavramlar da, örneğin sağ-sol kavramı suyun altında balıklarla veriliyor.
Trafik kuralları, örneğin s.18’de, okulun bahçe kapısı ana caddeye açılıyor.
Uzak-yakın mesafe kavramı; çocuk tamamen perspektifi bozuk resimlere baktırılıyor, çocuğa kendini uzayda hissettiriyor.
Uzam-mekan kavramı; yaşam alanları birbirine geçmiş, havada mı karada mı, suyun altında mı, suyun üstünde mi netlik vermeyen, dengesiz haller egemen. Bunlarla, çocuk bütün mekanları kendi yaşam alanı zanneder, hayati tehlikelere karşı savunma refleksi geliştiremez.
Önceki yıl dava açtığımız 1.sınıf Okuma Yazma kitabında tıpkı bu kitapta olduğu gibi suyun altına atılmış harfler ve heceler vardı ve küsmek, ölmek gibi şeyler öğretiyordu.
Dava açtığımız her kitap gibi bu kitap da dava sonuçlanmadan kaldırıldı, ancak ertesi yıl daha kötüleri getirildi. Hatta kitaplardaki Türk bayrakları sürekli kural dışı resmedildi.
Örneğin elimdeki yeni 1.Sınıf Matematik kitabının arka kapağında yer alan temsili 15 Temmuz resminde bayrağın beyaz şeridi yoktur ve altın oranı bozuktur, siyah-beyaz resimde renkli bayrak gibi asimetrik kolaj yapılmıştır, gece imajı verilen karanlık insan figürlerinin ne yapmak üzere oldukları belirsizdir. Ayrıca, kitaptaki fare resmini gördükten sonra çocuk bu kitaptaki her şeyi kendine tehdit olarak görebilir, zihinsel eşleştirme yaparak bu tanıtım resmini de ürkütücü bulabilir.
Çocuğun akıl sağlığını tehdit edecek boyutta pedagojiye aykırı ve “kiç estetik” (hiç değerinde resim, çöpe atılacak kadar kötü) resimlerle dolu böyle bir kitap asla çocuğun önüne konulmamalı, hatta bu kitabın bütün sorumluları Çocuk Koruma Kanununa aykırı hareket etmekten kanun önüne çıkartılmalı, dahası bu seri yazılarım bizzat veliler tarafından savcılıklara suç duyurusu olarak iletilmelidir, şikâyetlerimizin kamu davasına dönüşmesine ön açılmalıdır.
Özellikle matematiğe temel atılan ilkokul 1.sınıfta öğrencinin önüne konulacak bir ders kitabının çok daha pedagojik kurallara uygun hazırlanması gerekirdi. 2017-2018 ders yılında dağıtılan diğer ders kitaplarındaki yanlışları da gördükten sonra, anneler çocuklarını belirttiğim zararlardan korumak için, bu kitapları çocuğun çantasına koymamak gibi daha farklı çareler de elbette arayacaktır.
2005 yılından beri eğitimde tüm yaşadıklarımızı sadece ders kitaplarındaki görsellerden hareketle incelediğimizde görürüz ki 15 Temmuz darbecileri çocuklarımızın kötülüğü için ne malzeme hazırladılarsa şu anda o malzemeler okullara gönderilmeye devam ediyor. Uçuk kaçık duvar boyu resimler içeren kaplama kâğıtlarıyla sınıf kapıları içeriden ve dışarıdan kapatılıyor. Çocuk sürekli yaşam dışı mekândaymış gibi yanıltılıyor. Sonra neden çocuk pencereden uçmaya kalktı, neden önünü görmedi diye soruyoruz.
Şimdi bir de bu sene başlatılan İngilizce pilot okulları var, onların ders kitaplarında neler var halkımız bilmiyor. Ancak bilmedikleri bir şey daha var, Güney Koreli Protestan İngilizce kız öğretmenler getirildi, bu okullarda işe başlatıldı.
Geçtiğimiz sene, “5.sınıf İngilizce ders kitapları dil öğretmiyor Protestan Evangelist bayramlarını öğretiyor, bu kitapları bizim öğretmenlerimiz değil en iyi Güney Koreli Protestan görevli öğretmenler anlatır” diye yazmıştım, yanılmadım, getirildiler. Şimdi İngilizce öğretmen ihtiyacı arttı, nereden bulacaklar diye soranlara cevabım; 2006/5544 sayılı MYK kanunu 2/f maddesinde “dışarıdan paket eğitim hizmetleri alınır” diye yazıyor.
Matematik kitabında gördüklerim benim uykularımı kaçırdı. 1995’de gelip on yıl burda bu küresel piyasacı eğitim sitemine geçişimizi hazırlayan SPAN eğitim şirketinin elemanları kendi yerlerini Talim Terbiye’nin başı Alpaslan Durmuş’un kurduğu EDAM şirketine bırakarak geri döndüler, öyle anlaşılıyor.
Yok mudur kara bahtlı kem talihli çocuklarımızı bu zulümden kurtaracak olan?
Mahiye Morgül /15.10.2017 /Ankara