Gün geçmiyor ki karayemişin bir faydasını daha öğrenmeyeyim. Şiirini yazarsam akılda kalıcı olur diyerek başladım yazmaya.
Bir de güzel haberim var, bu virüs, korunmayı Andon Bal Spreyi ile yapanları pas geçiyor. İstanbul’da karantinaya alınmış bir apartmanda sadece bir dairede yaşayan iki kişide virüs çıkmamış, onlar da Andon ile koruma yapıyorlarmış.
Benim okurlarıma bir önerim daha var; bölgemizde yetişen karayemiş ile ilgili bu şiiri yazın torunlarınıza miras bırakın. Hatta tanıdığınız Tıbbi Farmakoloji doktorlarına ve Geleneksel Tıpla ilgilenen GETAT birimlerine verin.
Bölge festivallerine karayemiş festivali ekleyelim. Yerel yönetimlere bu isteğimizi iletelim. O festivalde sirkesinden reçeline kadar sergileyelim ve olmazsa olmazımız, karayemiş türküleriyle atma türkü yarışması.
Karayemişe Rize ve Trabzon bölgesinde “karamiş”, Giresun ve Ordu bölgesinde “taflan” denir. Destanımızda adı “karamiş” olarak geçecektir.
Karamiş çiçeğini
Çay edip içeceksin
Korona virüsünü
Öyle defedeceksin
Yaprağını kaynatıp
Gargara edeceksin
Eline yüzüne de
Bir avuç süreceksin
Burnunu ihmal etme
Çekip sümküreceksin
Ayak parmaklarını
Suyuyla sileceksin
Yaprağını ısıtıp
Döşüne koyacaksın
Sabinin bronşunu
Onunla açacaksın
Çiçeğini kurutup
Kışa bekleteceksin
Bir taşım kaynar iken
Teneffüs edeceksin
Karamişin kendini
Pazarlı sirke eder
Giresunlular reçel
Ordulu turşu eder
Kurusunu yaşını
Rizeli meze eder
Andonlu balını yer
Balından sirke eder
Haldoz’un eskileri
Ab-ı hayat ona der
Her bir derde panzehir
Hücreleri yeniler
Kansere koronaya
Zatürreye bire bir
Çayı sirkesi balı
Hayatın iksiridir
Koronalı ev hapsi
Oldu 23 Nisan
Bayramı kutlamaya
Mayana yazdı destan
Destanı postaya vereceğim sabah komşumuz Nezahat nineyle bahçede karşılaştım. Kendi köylerinde kaç çeşit karayemiş olduğunu sordum. Çocukluğumdan bildiklerimi unutmuştum, onları arıyordum. Nezahat ninede aradıklarımın hepsini buldum.
Birinin adı “sumerica” idi, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ablamıza yazmaya karar verdim. Yıllar önce Antik Karadenize Fonetik Yolculuk çalışmalarım sırasında Sümer bağlantılı bulgularımı kendisiyle paylaşmamı istemişti. Bunu da yazdım, ancak Muazzez ablamız postasını kapatmış, mektubum geri geldi. Ben de bu mektubu destanın altına ekleyip okurlarımla paylaşmaya karar verdim. Belki okurlarımdan biri bunu kendisine ulaştırır diye umut ediyorum ve Lazca Sümercedir demeye devam ediyorum.
Sevgili Muazzez ablacığım, Sümer anamız,
Umarım sağlık ve afiyettesiniz. Size Rize’den yazıyorum.
Karayemiş meyvesinin geleneksel şifaları üzerine bir araştırma yaptım. Meyvenin bir çok çeşidine rastladım. Birinin adı SUMERİCA. İlginizi çekecektir, sevinirsiniz diye düşündüm.
Karayemiş adları:
1-Kerez karamişi /Güneysu /ilk değen
2-Sumarica karamişi/ Güneysu /ikinci değen
3-Ağustos karamişi /Güneysu
4-Ahondika karamişi /Güneysu
5- Trabzan karamişi /Güneysu
6-Yaban karamişi /Güneysu
7-Yalı karamişi /Rize merkez
8- Kastanica /Rize merkez
9- Karpuz karamişi /Trabzon
10- Kavun karamişi /Trabzon
11-Acı karamiş /Trabzon
12-İstavrit karamişi /Trabzon
Rize merkezde ve Trabzon’da aynı karayemişe farklı isimler konmuş da olabilir, bunlarla daha sonra ilgilenebilirim.
Burada Sümerce kökenli görünen bir sözcükle karşılaşıyoruz: “Sumar-i-ca”
Türkçe sözlüğe girmemiş sözcüklerimizdendir. “ Sümercik” şeklinde bugüne çevrilebilir.
Muazzez ablacığım, karayemişin probiyotik değeri çok yüksektir. İstanbul’da özellikle Beykoz taraflarında yetiştiğini biliyorum. Yaprağından çay ve gargara yaparsanız virüslere karşı önemli koruma sağlayacaktır.
Karayemişe yazdığım şiiri gönderiyorum.
Ellerinizden öpüyor saygıyla sevgiyle kucaklıyorum.
Sözcük dağarcığına ek:
Değmek: Yerel şivede meyvenin olgunlaşması.
Meyve değdi: Dişe değecek kadar, yenilecek kadar olgunlaştı.
Anlambilimde karşılığı; meyve olgunlaşınca insanın dişine değer!
Sumari: Erken olgunlaşan. Turfanda. Yazın gelişini haber veren.
Mahiye Morgül /21Nisan 2020 /Rize
Bu yazı yorumlara kapalı.