Atatürkçü Düşünce Derneği Rize Şube Başkanı Ömer Toprak tarafından Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim’e Rizelilerin önemli bir arzusu resmi başvuruyla iletildi. 29 Eylül 2021 tarihli sözkonusu dilekçe aşağıdaki gibi kaleme alınmıştır.
Konu: 75.Yıl Atatürk Heykeli Temizliği /Sayı: 2021/17
Sayın Yusuf Ziya Alim
Çaykur Genel Müdürü
Genel Müdürlüğünüz önünde bulunan 75.Yıl Atatürk Anıtı ve Rölyefinin temizlik ve bakımı hususunda hemşerilerimizin tarafımıza ilettiği şikâyetler ve bizlerin de gözlemleri doğrultusunda, bir duyarsızlık ve özensizliğin olduğunu tspit etmiş bulunmaktayız. “Aslan yattığı yerden belli olur” özdeyişindeki gibi konuya hassasiyet göstereceğinizi umuyoruz.
Kurumunuzda ödenek veya personel gibi eksikleriniz olabilir, bu hususta Rizeli gönüllü hemşerilerimizle birlikte 75.Yıl Atatürk Anıtı ve Rölyefinin temizliğini yapacağımızı bilmenizi isteriz.
Bağımsızlığımızı, Cumhuriyetimizi, çayı ve ÇAYKUR’u borçlu olduğumuz ulu önderimiz Atatürk’ün manevi hatırasına saygı ve vefa konusunda duyarlı olacağınıza inanmak istiyoruz.
“Bilgilerinize saygılarımla” diyerek biten dilekçeyi ADD Yönetim Kurulu adına Şb.Bşk. Ömer Toprak imzalayarak basına, Siyasi Partilere ve Sivil Toplum Kuruluşlarına dağıtım yapmıştır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Atatürk’ün hatırasına saygı hususunda gereken özeni göstermekte, resmi törenlere katılmayı da ihmal etmemektedir. Atatürk’ün Rize’ye gelişinin 98.yıl dönümü münasebetiyle 17 Eylül’de Valilik meydanında yapılan törende Atatürk anıtına çelenk koymuştu. Rize Belediyesi tarafından düzenlenen 17 Eylül töreninde Belediye Bandosu eşliğinde İstiklâl Marşı söylenmiş, ardından Belediye Başkanı Rahmi Metin anlamlı bir konuşma yapmıştı. Resmi kutlamaya askeri ve emniyet kuvvetlerinden katılım olmuş, siyasi partilerden ise sadece CHP çelenk koymuştu. Sivil kuruluşlardan ise Atatürkçü Düşünce Derneği ve Eğitim İş Sendikası çelenk koymuştu.
Atatürk’ün 1924’de şehrimizi ziyaretinin sebebi eğitimdi. Sadece yetiştirilecek teknokrat kadrolar, mühendisler, ustalar değil, açılacak ilk ve orta mekteplerin yerleri burada Mataracı Mehmet Efendinin evinde yapılan yüz yüze görüşmelerle belirlendi, tutanaklara girdi. Anma törenlerinde bu husus genellikle atlanır, dile getirilmez. Örneğin İkizdere ve Potomya’da açılacak mekteplerin belirlenmesi Mataracı Mehmet efendinin evinde kararlaştırılmıştır. Kaç sınıflı kaç öğretmenli olacağı, belirlenen merkez köye çevre köylerden ne kadar öğrencinin geleceğine kadar belirlenmiştir.
Ayrılacak tahsisatın belirlenmesi için zabıtlar da burada tutulmuştur.
Potomya’da açılacak okulun kalasları için ilk tahsisat hemen çıkartılmış, kütükler kesilerek kurumaya bırakılmışken Potomya’nın Kara Hoca lakaplı Diyanet’ten icazetsiz tefeci imamı burada okul istemediğini, “eğer buranın insanı okursa yoksul kimse kalmaz, ben o zaman tefecilik yapamam” diye düşündüğünü çevresindekilere söylemiştir. Ertesi yıl okul yapımına tam başlanacakken o günlerde çıkan şapka kanunu bahane edilerek “Mektep da istemezuk, şepka da istemezuk” diyerek kuru kalasları yaktırarak, arkasından karakolu basarak 17 askerin silahlarını alarak, şapkalarına pisleyerek, bilinen isyanı başlatmıştır. Çok yankı yapan bu isyan aslında halkın eğitimsiz bırakılması için başlatılmış gerici isyandı. İsteyen Recep Koyuncu’nun yazdığı kitaptan mahkeme zabıtlarına ulaşabilir.
Atatürkçü Düşünce Derneği Rize Şube Başkanı Ömer Toprak, Atatürk’ün 29 Nisan 1923’de Rize Hemşehriliği teklifini resmen kabul edişinin yıldönümünü de resmi törenle kutlamak üzere girişimlerde bulunmuştur. Atatürk’ün hemşehri olmayı kabul ettiği diğer illerde hemşehrilik kutlamaları yapılmaktayken haklı olarak bizim de aynı şekilde yıldönümünde kutlama yapmamız gerektiğini düşünmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkemize ve Rize’mize hizmetlerini unutturmamak için verdiği uğraştan ötürü Ömer Toprak başkanımızı tebrik ediyorum. Bütün bu çabalarından dolayı kendisine desteğimi Zümrüt Rize Gazetesindeki köşemden okurlarımıza duyuruyorum.
Mahiye Morgül
Rize 30/9/2021
Not:
Bugün benim Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmam vardı.
2 yıldan beri eski kiracımla devam eden mahkemelerde bütün tanıklar ilk ifadelerini değiştirdiler, “Mahiye hanımın şikayetçi olduğu kişiyi birine sinkaf ederken duydum ama kime sinkaf ettiğini bilmiyorum” şeklinde ifade değiştirdiler. Şantajla tanıklara ifade değiştirdiği kanaati mahkemede ortaya çıktı. Gönüllü “ben duydum tanık olurum” diye adını tanık yazdıran bayan komşuya kocası aracılığıyla baskı yaptı, ifade değiştirtti. Bu arada avukatı benim avukatıma mesaj gönderdi, “Mahiye hanıma söyleyin davadan vaz geçmezse onun eğitimci hayatıyla oynarız”. Oysa dava kamu davasına dönüşmüştü, geri alınamazdı. Kendi ayağına kurşunu burda sıktı, karakola birlikte gittiğimiz ilk tanığın ifadesini değiştirme sebebi, tanığa santaj yapıldığı belli oldu. Avukatım cep telefonun giden mesajı mahkemeye gönderdi.
Okuma yazma bile öğrettiğim, biri kız biri erkek okula giden iki çocuğu olan eski kiracımın çocuklarına verdiği eğitim bu olursa eyvah ülkeme! Kumpascı, şantajcı, iftiracı ve sinkaflı konuşan bir babanın çocuklarını ben ne kadar eğitimle topluma faydalı hale getirebilirim, bu noktada umutsuzum, o nedenle üzgünüm, yazmak istedim.
Bu yazı yorumlara kapalı.