Geçtiğimiz hafta Rize Sahil Camisinin avlusunda iki delikanlının cenazesi vardı. Aileleri hiç tanışmıyordu, orada tanıştılar. İkisinin arkadaş olduklarını orada öğrendiler. İkisi de aynı yöntemle intihar etmişti.
Telefonlarını polis almıştı, son telefon görüşmesini birbiriyle yaptıklarını aileleri polisten öğrendiler. Birlikte uçmaya(!) karar vermişler. Helyum gazıyla, başlarına poşet geçirerek…
Çifte intihar haberi yerel basında almadı. Gençlerden birinin yengesi bir arkadaşımın tanıdığıydı, bana o anlattı. Adı Mert Kulaksız, 22 yaşında, askerliğini yapmış, bir markette çalışıyormuş, o gün bir telefon gelmiş ve eve gitmem gerek diyerek fırlamış. Diğerinin adını bilmiyorum. O da aynı yaşlarda. İki evde de kimse yokken telefonlaşarak çifte intiharı gerçekleştirmişler. Satanist intiharı ama gençler satanist değil, intihar modası yaratıldı, birlikte uçmak diyorlar.
Öğrendiğim anda yerel basından tanıdıklarımı aradım. Hiçbirine böyle bir haber ulaşmamıştı, ben yazarsan yayınlayacaklarını söylediler.
Haber muhabiri değildim, ancak köşe yazımda intiharların nereye vardığını anlatmak için bu çifte intiharı konu alabilirdim. Fakat seçim öncesindeyiz. Böyle bir konu köşe yazısı için uygun düşmezdi.
Önceki yıllarda ders kitaplarında yer alan, çocuklarda kendini boşluğa bakmayı tetikleyecek pek çok şey yazdım. Çocukların ruh dünyaları boşluğa düşmeye ve uçmaya odaklanıyor, bu kitaplarla eğitim olmaz diye çok yazdım.
Çifte intihar. İki delikanlı birlikte ölmeye karar vermişler. Hani eskiden bu yaşta birlikte düğün yapmaya, aynı evden iki kızkardeş almaya karar verilirdi ya, o tarih kapandı. Ölümlerden ölüm beğenelim diyorlar şimdi. Bakan olduğu zaman, şiddet sarmalı kendini üretmeye başladı artık demişti Ziya Selçuk, neyi kastetmişti soran olmadı.
Bu kuşak kayıp kuşak, intiharları, birbirini öldürmeleri…
2004’de başlatılan sömürge müfredatıyla lise bitirmiş kuşaktandırlar. Bu gençler akıllarını intihar etmeye veriyorsa boşluğa düştüler demektir.
Bu bir toplumsal sorun değil midir?
Neden Aile Bakanlığı veya Adalet Bakanlığı böyle genç intiharlar için bir çözüm üretmiyor? Onlar genç intiharlara gözlerini kapatmış, bakmıyorlar.
İntihar edenlerden Mert Kulaksız’ın 10 yaşındaki kardeşinin de başına gelen bir şey gelmiş. İnternet üzerinden tuzağa çekilmek üzereymiş, sıyırmış. Ağabeyinin ölümünden sonra ailesine anlatmış.
Bir süre önce, internetten tanıştığı birisi ona komutlar göndermeye başlamış. Bir gün diyormuş ki, ocağın doğalgazını aç, kapat, yine aç kapat, diğer bir gün evdekileri kızdıracak şeyler söyle, dediklerinin tersini yap, kızdır onları, bir başka gün balkona çık aşağı atlarken selfi çek gönder… Çocuk bunları ağabeyi intihar edince anlatıyor.
4.sınıfa giden erkek çocuklarda baş gösteren bir sorunu da yazmalıyım. Geceleri kabus görmeler var ve o kabusu görmemek için yatağa girdiğinde titreme gelen bir oğlumuz var.
10 yaş grubunda psikologa giden erkek çocuk sayısı gün geçtikçe artıyor, MEB’in hiç mi dikkatini çekmez? Ya da muhtemeldir MEB eliyle bu hale geldikleri için bu sonuçları SPAN heyetine rapor ediyorlardır.
Artık çuvaldızı kendimize batırmanın zamanıdır. Biz bu çocukları hayata değil ölüme hazırlıyoruz, kendimizi hiç sorgulamayacak mıyız?
Bu ilin valisi var, emniyet müdürü var, adliyesi var, eğitim işlerine bakan, din işlerine bakan, aile işlerine bakan, adında “sosyal” olan daireler var. Bu dairelerin psikologları, psikanalistleri, psikiyatrisleri, sosyologları var. Var ama gencecik oğullarımız intihar ediyor ve herkes kanıksamış bu intiharları.
Eğitimde SOSYAL DEVLET ÇOKTAN BİTMİŞTİR. Onun için Veryansın tv’de bu hafta yaptığım canlı yayın programın adına “Eğitim MEB Eliyle Bitirildi” dedim. Önümüzdeki çarşamba akşamı yapacak olduğumuz programda çocuklara yönelik şiddetin eğitim ayağını konuşmaya devam edeceğiz.
Görüyorum ki, hiçbir partinin çocukları mevcut psikolojik terörden kurtarmak diye bir hedefi yok. Çocuklarımız Azrail ile baş başa kalmıştır.
İşte bu yüzden, çocukların akıl sağlığına ve can güvenliğine öncelik vermeyen bu partilerin hiç birine oy vermeyeceğim, oy pusulasına üç tane iptal mührü basacağım.
Mahiye Morgül /9.5.2023
Bu yazı yorumlara kapalı.