Hazırlayın mendilleri, 29 Ekim’de halay çekeceğiz, demişti.
Yahudiler de Türk’tür, Hazar Yahudileri öncülüğünde Türk Birliği kuruyoruz, demişti.
Trans Kafkasya’da yeni İsrail devleti kuruyoruz, soruyorlar o kadar Yahudiyi nerden bulacaksınız, İsrail devletini kurarken oraya taşıdığımız Hazar Yahudilerini geri kaçırtacağız, çok basit, İsrail’de çatışma çıkartacağız, onlar da can havliyle Kafkaslara kaçacaklar, demişti.
Bunları dedi, aradan üç dört ay geçti, tam da biz 100.yıl kutlamalarına hazırlanırken adamın dedikleri olmaya başladı. İsrail Filistin’e saldırdı, önce Hamas’ı kendisine saldırtacağı tahmin ediliyordu, şenlik yapan aileleri yem vermiş gibi, 11.10 İkiz Kule taktiği, ya da İnci Koyu (Pearl Harbour) taktiği.
Adamın dediği oldu, İstanbul’da birileri İsrail bayrağı salladı. Adam, birkaç ay önce de Ankara’da okuttukları Nijeryalı gençlerin Nijerya darbesinde Türk bayrağı salladıklarını söylemişti.
11 Kasım’da sürprize hazırlanın, yalancı yüzyıldan muhteşem yüzyıla geçiyoruz, 29 Ekim’de halay çekip mendil sallayacağız, demişti. Filistin kana bulandı, Büyük İsrail startı verildi, güneydoğu topraklarımıza kadar uzayan bir İsrail haritası geldi önümüze.
100.yıl kutlamaları heyecanıyla adamı unuttum, dün akşam aklıma geldi, onu ekrana çıkartan kanallar var, 29 Ekim 2023 tarihli videosu önüme geldi. Bu video Esenler Belediyesinde Ocak 2023’de konferans salonunda buz gibi bir havada yapılmıştı. Üzerinde sıkı sarılmış kaşkol ile kalın ceket var. Nerden ihtiyaç duyduysa, acaba içinden bazı bölümleri kesti de mi, 29 Ekim’de yaz havası yaşarken kaşkollu konferansını yeni diye önümüze koydu? Tuhaf adam. “Esenler Belediyesi Kazım Yurdakul” diye arama motoruna yazınca önünüze geliyor.
Bir video çekimi 29 Ekim 2023 günü yapılmış gibi eski çekimi yeniymiş gibi yayınlamak, basın ahlakında var mıdır? yayın tarihi konmuş. Konusu “Bize anlatılan tarihte problem var.” Etiketi de var; “Yalancı Yüzyıldan Muhteşem Yüzyıla”
Adam, mendil sallayacağız dediği gün eski videosunu yeniden pazarlıyor. Benim kutladığım yüzüncü yıla bu adam “yalancı yüzyıl” diyor. Bu adamın kafasında ne var, merak ettim. Kendi sitesinde eli bozkurt işareti yapan fotoğrafı, boynunda Yörük fularıyla katıldığı bir şenlik resmi var, özel yaptırdığı mavili Türk Yahudi Birliği rozeti var. Ülkemizdeki en büyük makamın da başdanışmanıdır, hatta Adalet Bakanının cezaevlerinden sorumlu yardımcısıdır.
Gazze’de büyük katliam yaşanırken İstanbul’da İsrail’i destekleyenler olduğunun haberleri basında yer almıştı, hatırlayın. Belki ellerinde İsrail bayrağı yoktu ama bu adam gibi onların dillerinde de İsrail bayrağı vardı.
Dış basından bir haber, Dağıstan havalimanına inen İsrail uçağına halk saldırdı, yolcuları dışarı çıkartmadılar. Aklıma adamın “Kaçırtırız Kafkaslara” demesi geldi. Sonra, tarih boyunca Hazar Yahudilerinden çektikleri acılar geldi, Derbent’teki Sasani Kalesi geldi, Filistin’e kol kanat geren Dağıstanlı Baybars ve Mısır Türk Devletinin diğer Sultanları geldi.
Bu adamı çıktığı kanallardan tanıyorsunuz. Hatta Serhan Bolluk’un davetlisi olarak Ulusal Kanal’a telefonla bağlanmıştı.
Bu adamın resmi görevlerinden istifa etmesi gerekir. Böyle, dilinde Büyük İsrail ile benim devletimde resmi görevli, danışman, yardımcı, müsteşar vesaire hiç olamaz. İsrail sevici olmak, Amerika sevici olmak, İngiliz sevici olmak bizim hazmedeceğimiz şeyler değildir.
İliklerimize kadar sızdılar. Bakın sonra nasıl sürprizlerle karşılaşabiliyoruz.
Geçen hafta LGS deneme sınavı için ortaokullara ulaştırılan soru kitapçıklarından birinin basım yeri ve basım tarihi yoktu ve Sözel 5.soru bir siyasi provokasyon sorusuydu. Cevabı “değişimin kaçınılmazlığı” olan bu soruda siyasi idam karikatürü vardı; Kasvetli havada idama götürülen ampul başlıklı bir mahkûm çizilmişti.

Gerçek hayatla hiç bağı olmayan Yukarı Bak filminin afişi de sınav sorusuydu. Daha ne saçma sorular vardı, tahmin edersiniz.

Elbette okul idareleri böyle hem siyasi hem de gayri ciddi sorular içeren bir kitabı sınavda kullanmayacaktı, ancak böyle bir kitapçık basılabilmiş ve okullara kadar gidebilmiştir. Hazin ama gerçek. Deneme sınavı tam da 29 Ekim haftasında 100.yıl kutlamalarına denk geliyordu, kutlamaların tadı kaçırılacaktı, başaramadılar. Erkenden gerekli yerlere bilgilendirme yapıldı.
Eğer ülkemde siyasi idam karikatürüyle sınav sorusu hazırlayan birileri varsa, bunu okullara kadar ulaştırılabiliyorsa, eğitimi de sınavları da piyasaya tam teslim olmuş bir Türkiye tamamdır onlar için. Onun için halay çeker mendil sallarlar. Tansu Çiller’in bayramıdır, ABD’den getirdiği SPAN heyeti başardı demektir. Bakan Yusuf Tekin de, Rizeli müsteşarı da Çiller’e eli mahkûmdur.
Ve o adam. Dediği o mendilli bayramı Tayyip Beyi idama götürerek mi yapacak, diye düşündüm. İsrail ile karşı karşıya gelmeden olmaz. Başka kapıdan borç istemeye yöneldi bizimkiler. Bu kadar borçlanma Osmanlıyı da bitirmemiş miydi?
Aba altından sopayı sınav kitapçığından mı gösterdiler yoksa?
Şu film afişi ilkokul 5.Sınıf İngilizce ders kitabında izlettirilen ve konu işlenen filmin afişi. Çocuklara siz havaya bakın, “bak bak kuş” yapadurun, biz size büyük savaş oyunları hazırlayalım, havanda su döven ders kitapları yazalım, 100 yıl sonra girdiğiniz “muhteşem yüzyılda insanımsı yaratıklar” olarak çok kanlı savaşlar yaşayacaksınız, canlı yayın izlersiniz, diyor. İzliyoruz işte.
Ders kitaplarındaki kötülük görsellerini yırtıp atmadınız, çocuğunuz sizden tepki vermeyi öğrenmedi. Onun için İsrail bayrağını da sallar, İsrail’in kurduğu Hamas’ın bayrağını da sallar… (Gerçek Filistin bayrağı Deniz Gezmiş’in boynuna taktığı FKÖ atkısıydı, önce onu Hamas’a yok ettirdiler.)
Yukarıya değil, elinizdeki okuma yazma kitabına bakın. Daha başında tam sayfa yaşlı bir kurt, kırmızı başlıklı kızın ninesi rolüne bürünmüş, mumlar üzerlerine akmış halde eski ansiklopedilerin arasında, çocuğunuzu yemek üzere bekliyor… Sahte nine rolünde o kurt sizi okulda bekliyor. Bu karikatür velilere bir mesaj olmalı. Ama siz Yukarı Bak filmini izliyorsunuz, önünüzü göremezsiniz.
Sahi, İsrail bayrağını kim sallıyor?
Mahiye Morgül -Rize
Bu yazı yorumlara kapalı.