5 Mayıs 1950’de basılmaya başlanan gazetemizin Pazartesi günü 75.yılını kutladık. Gazetemizin sahibi Sevgili Faik Bakoğlu geçirdiği sağlık sorunundan sonra şükürler olsun ki aramızdaydı. Gelen misafirleri yine aynı güler yüzle karşıladı, hatırlarını sordu. Hepimiz onunla birlikte bu törende bulunmaktan son derece mutlu olduk.
Gazetemizin kapanmak üzereyken haftalık çıkmaya başlamasının sevincini yaşıyorduk. Kutlamaya gelenler bize bu sevinçlerini ifade ettiler. Öyle ki, Rizeliler bu kutlamaya makam ve parti ayırımı yapmadan geldiler. Vali Bey telefonla tebrik etti, çelenk gönderdi, Müftü geldi, Milli Eğitim Müdürü geldi, Belediye başkanı şehir dışından aradı, çelenk gönderdi. Eski dostlar yeni dostlar, her kesimden insanlar vardı. Sayısız çiçek geldi. Trabzon’dan bile eski gazeteci dostlarımız geldi. Bu ziyaret akını aynı zamanda Faik Bakoğlu’na geçmiş olsun içindi.
Gazetenin 25 yıllık yazarlarından biri olarak kendim gün boyu orada kaldım ve kendimi ev sahibi hissederek gelenlere hoş geldin dedim. Bunu yaparken adeta gazetenin kurucusu ve Haldoz’da aynı bahçeli evde büyümüş olduğum teyze oğlum Mustafa Ardal ağabeyimle bir hasret giderme seramonisi gibi yapıyordum.
Gazetemiz bundan sonraki haftalık hayatına Ali Gökay Bakoğlu ile devam edecek. Buna ayrıca seviniyorum. Çünkü Anadolu’da ardı ardına kapanan yerel gazeteler var iken, gazetecilik bir başka boyuta evrilirken, Faik Bey bu matbaayı oğluna devretti. Buna ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
75.yılı kutlarken… Geçtiğimiz hafta, araştırmacı yazar Recep Koyuncu, Zümrüt Rize gazetesinin 1952 arşivinde dolaşırken Mustafa Ardal’ın köşe yazısından alıntıladığı bir bilgiyi aktardı. “Ulaştığım bu bilgiyi kime vermeliyim diye düşünürken aklıma sen geldin” dedi. Demek böyle bir kanaat yaymışım, bu da güzeldi. Ben de bu bilgiyi kimlere aktarmalıyım demeye başladım. Ulaştığı bu bilgi gerçekten önemli bir tarih notuydu. Ruslara karşı yerel güçlerle direndiğimiz 1916 yılında benim mahallemden 5 kahramanı anlatıyor.
Bugün Gülbahar İlkokuluna gittim, okul müdürüne verdim bu isimleri, 2 Mart kutlamaları yaparken şehitlerimizin adını ansınlar diye. Aynı şekilde Rus askerlerinin öldürdüğü bir de Gülbahar Okulunun bahçesinde şehit düşen Besim Öksüz dedemiz vardır, onun adını da verdim. Yarın İslampaşa İlk ve Ortaokuluna gideceğim. Çünkü mahallemizin kahramanlarına sahip çıktığımızı öncelikle çocuklar görmelidir.
Bu kahramanlar Kazım Karabekir Paşa’nın yanına giderek ondan silah ve direktif aldılar, Rize’ye getirdikleri silahlarla İyidere’de direniş cephesi kurdular. İşte onların isimleri:
1-Portakallık Mahallesinden İbrahim Kızıl
2-Gülbahar Mahallesinden İsmail Pilatin
3-İslampaşa Mahallesinden Mahmut Poncoğlu
4- Portakallık Mahallesinden Abdullah Oğlu Kör Hamza
5-Gülbahar Mahallesinden Osman Hacıyahyaoğlu
Gazetemizin arşivinde 4 Mart 1954 günlü (1.yıl 75.sayı) sayısından aldığı bu bilgiyi bana ulaştıran Recep Koyuncu’ya teşekkür ediyorum. Görevim bu bilgiyi olabildiğince çok insana ulaştırmaktır. İşte gazetemiz Zümrüt Rize şimdi bu görevi yapıyor.
İşgalci Rus savaş gemileri Batum’dan beri sahil boyu birçok direniş noktasını topa tutarak Trabzon’a kadar teslim almaya çalışıyordu. Karşı koyan milislerimiz onlara kolay yutulur lokma olmadığımızı gösteriyordu. Direniş noktalarından biri Askoroz’da kuruldu. Bu direnişin öyküsünü yazar Ömer Yazıcı “Askoroz” adlı kitabında romanlaştırdı.
Askoroz’da direniş devam ederken yukarıda isimlerini okuduğunuz beş kahraman Kazım Karabekir Paşa’yla görüşmeye Erzurum’a gitmişler. Paşa’ya ulaşmışlar, “Direniyoruz, bize silah verin” demişler. Paşa’dan silah ve talimat alıp Rize’ye gelmişler. Ancak Askoroz cephesi maalesef susturulmuştu. Getirdikleri silahlarla İyidere cephesine yığınak yapmışlar. Yukarıda isimlerini gördüğümüz kahramanlarımz orada şehit düştüler. Sonraki direniş Of’ta kurulacaktı.
Bunları öğrendikten sonra Rizelilerin Kazım Karabekir Paşa’yı neden çok sevdiklerini anladım. Ve Paşamız Erzurum İngiliz valisi Ravlinson’u esir alarak Malta’yı onunla takas ettiği için İngilizlerin hışmına öyle uğradı ki Karabekir Paşa ve onun Bakü Kurultayına gönderdiği heyetin başındakilerden Rizeli Necati Memişoğlu, Rizeli Arif Bey önder kuvvacıları suikast kumpasıyla İzmir Mahkemesine sanık diye çıkardıklarında, Rize’den 22 “Cüretkar eşkıya!” İzmir mahkemesini basarak Kazım Karabekir Paşa’ya saygılarını göstermişlerdi! Paşa, İstiklal Harbi biter bitmez ilk tebrik ziyaretini Rize’ye Necati Memişoğlu ile beraber yaptı ve o ziyaretin şerefine Rize Meydanına mermer abide yapıldı. Rize1924 fotoğraflarında görülen dik uzun anıt odur.
Zümrüt Rize Gazetesinin muhterem kurucusu Mustafa Ardal ağabeyimiz 1950-52’de yazdıklarıyla 75 yıl sonra bugüne ışık tutabiliyorsa, bugün yerel gazeteleri yaşatmak yine böyle bir toplumsal hizmet olacaktır.
Zümrüt Rize Gazetesini kuran Sevgili Mustafa Ardal’a ve gazeteyi bugüne kadar yaşatan Sevgili Faik Bakoğlu ve ailesine saygı, sevgi ve teşekkürlerimle…
EK: 19 Mayıs Pazartesi günü saat 14.00 de İslampaşa Mah.Tiryaki Bayırında Kuvayi Milliye Gazisi dedelerimizin mezarı başında saygı töreni yapacağız.10 yıldan beri Tiryaki Ailesinin bizi mezarlıkta karşılamalarıyla gerçekleştirdiğimiz saygı törenine Rizeli ve İslampaşalı gazi torunlarını bu yıl yine bekliyoruz.
Törenimize gelmek isteyenlerle saat 13.00 de Mayana Kültürevinin önünde buluşup Tiryaki mezarlığına araçlarla gidilecektir.
Mahiye Morgül /7.5.2025 /Rize
Bu yazı yorumlara kapalı.