"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ahmet Şafak’ın Filmi “KUŞATMA 7 Uyuyanlar”

Ekranlara kilitlendik, askerimizin sınır ötesi başarılarını takip ediyoruz. 

İçimiz acıyor. İki yüz yıldır topraklarımızda gözü olanların “böl ve yut” planları gün be gün gözümüzün önünde işliyor. Her seferinde başka maşa kullandılar.

“Tarihleriyle baş edemiyoruz” diyenleri bu sefer de yanıltmayacağımızdan eminim.

Eğitimci yazar olmak yetmiyor artık, bildiğimiz gördüğümüz toplumsal gerçekleri de anlatmamız gerekiyor. An geliyor tıkanıyoruz, söz bitiyor.

Neden bu noktaya geldiğimizi benim yaşımdakiler bilir, anlar, fakat şu anda bunları kimseye anlatamayız. Eğitimde çöküş ile, Hukukta çöküş ile, özelleştirmelerle, hatta askerliği özelleştirmekle, adım adım bu noktaya geldik. Neden diye sormak lazım, ancak sormaya dilimiz varmıyor, çünkü cephedeki evlatlarımızın moralini yüksek tutmak lazım.

Moral olsun, bir güzellik haberi yazmak istiyorum.

Bengü Türk Tv programlarından Halk Müziği sanatçısı olarak tanıdığımız Ahmet Şafak, senaristliğini ve yönetmenliğini kendisinin yaptığı, başrol oynadığı, hatta müziklerini de kendisinin yaptığı “7 Uyuyanlar- KUŞATMA” adlı filmin galasına hazırlanıyor.  Gala Ankara’da yapılacak. Bunun için Devlet Bahçeli’nin iyileşmesini bekliyor.

Belirtmeliyim, Ahmet Şafak Rizeli olduğu için ve bağlama çalarak müzik yaptığı için beni ayrıca ilgilendiriyor ve dahası filmin konusu bize hiç yabancı değil. 

Ahmet Şafak filmi şöyle anlatıyor:

Türk özel kuvvet komutanı, bir Amerikan komutanıyla kapışıyor. Bu aslında, Türkiye Amerika çatışmasının özellikle mekân olarak da kapışmasının sembolü. Bu kapışma halen Suriye‘de devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında filmimiz, gerçeklerin izini sürüyor. Fakat bununla da kalmıyor. Çok dramatik bir damar da var filmin içerisinde. Çünkü Turan komutan 2011’de Falcon’la kapıştıktan sonra ağır hasta karısını ve kızını görmeye geliyor. İşte orada onun dramı başlıyor.”

Komutan tutuklanıyor…

Böyle yarı belgesel bir film üzerine filmi görmeden konuşmak erken olur diyeceksiniz, ama ben filmi görmek için sabırsızlanıyorum. Çünkü Anti Amerikan bir kuşaktan geliyorum. Amerika’ya haddini bildiren her kahraman benim için Deniz Gezmiş’tir ve Ahmet Şafak da Deniz Gezmiş gibi Rizelidir.

Ahmet Şafak’ın bir de “Turukkuların Hayaleti” adlı romanı var. Romanında Ahlat’tan güzellikle söz ettiği için Ahlat Kültür Vakfı kendisine ödül vermek istiyor, ancak kendisine ulaşamıyorlar, benden yardım istediler. Ben de bu yazımla kendisine ulaşmayı deniyorum, umarım işe yarar. Kendisiyle görüşebilirsem ona sesinin ve tarzının Barış Manço’ya benzediğini söyleyeceğim, belki de dayı tarafından Sirahoz’dan birbiriyle akrabadırlar.

….

Dönelim askerimizin zaferle dönmesi dileğimize.

Askerimize güveniyorum, komutanlarımıza güveniyorum. Ancak siyasilerimizin vaktiyle yaptıkları yanlışların bedelini bugün onlara ödettiklerini de herkes bilsin istiyorum.

 Suriye’nin rejim muhalifi Müslüman Kardeşler örgütünün militanları 1980 darbesinin Natocu generalleri tarafından korumaya alındı ve Suriye rejimi ona karşılık Apo’ya sığınma verdi. Natocu generallerin değiştirdiği Anayasa ile açılan Kuran Kurslarından yetişenler hep Müslüman Kardeşlerin hamisi oldular. Esad ile çatışmanın perde arkasında Müslüman Kardeşler sevdasıyla büyüyenler olduğunu bilirsek bu operasyonda Arap ülkelerinin aldığı pozisyonu çözebiliriz. Tek gerçek olan Türk askerinin tarih boyunca aldığı görevi zaferle sonuçlandırdığıdır, gerisi bize hazırlanmış uzaktan kumandalı matruşkalardır.

Bir de Kerkük ve Erbil Türkmenleri gözüyle bu savaşı yazanlar çıksa… Telafer’in Erbil’in nasıl Sünni Araplaştırıldığını, Türkmen nüfusun hangi zulümlerle oralardan kaçırtıldığını, Türkiye’nin onlara sahip çıkmadığını, onların bize güvendikleri için silahlanmadıklarını, şu anda en mazlum konumda onların olduğunu kimse yazamıyor.

Ahmet Şafak, filminde, komutan Turan’ı Kerkük’lü olarak verdiği için bir sevinç sardı içimi. Çünkü, Irak’ın kuzeyi İncirlik’ten kalkan Falcom’larla dümdüz edilirken sustuk, Kerkük Türkmenlerinin tapu kayıtları yakılırken sustuk, Telafer yangın bombalarıyla perişan edildikten sonra gönderdiğimiz yardımları Şii Türkmenlere vermedik… Türkmenleri küstüre küstüre, ayrılıkçı Kürtlerin başını okşaya okşaya, Müslüman Kardeşleri besleye besleye bugünlere geldik. Bir uyanış için artık bin nasihatten yeğ bir musibet mi lazım?

Ahmet Şafak’ın Kuşatma filminde Amerikan Falcom’uyla dalaşan Turan komutan’ı Kerküklü göstermesi dilerim “uyuyan bilinçlerin” açılmasına sihirli dokunuş olur.

Teşekkürler Ahmet Şafak kardeşim. “7 Uyuyanlar –KUŞATMA” filmiyle Türk sinemasında yeni bir dönem başlattığınız için sizi kutluyorum.

Mahiye Morgül

11.10.2019 /Ankara

Bu yazı yorumlara kapalı.